Kemik Tozu, Kemik Grefti Nedir?

Son zamanlarda periodontitis hastalarıma, kök yüzeyi düzleştirme (dişeti küretajı) gibi cerrahi olmayan yani kemik grefti kullanılmayacak tedaviler önerdiğimde bazı hastalarımın yüzünde bir soru işareti görüyorum. O soru işareti şu aslında; -Doktorum bana çene kemiğinde erime var diyorsun, peki neden kemik tozu kullanmıyorsun? Bu yazı ile hem bu soru işaretini gidermek hem de genel olarak kemik greftleri hakkında bilgi vermek iyi olur diye düşünüyorum.

Şekil 1 ve 2- Çekim boşluğunun kemik grefti ile doldurulması

Kemik greftlerini kimi zaman dikey yani yüksekliği arttırmak için kimi zaman ise yatay yani kalınlığı arttırmak amacıyla kullanıyoruz. Kimi zaman toz partikülleri şeklinde kimi zaman blok şeklinde kullanıyoruz. Kimi zaman kişinin kendi dokusundan kimi zaman bir sığırdan elde ediyoruz. ‘Kimi zaman şöyle ve böyle listesi’ uzar gider. Vurgulamak istediğim şu ki bizim için birçok tedavi yönteminde kullanılan, birçok enstrümandan sadece biri olan kemik greftlerinin, tedavinin bizatihi kendisi gibi algılanmaması gerekir. Misal olarak bir periodontitis hastasında dişeti iltihabına bağlı olarak çene kemiğinde erime mevcuttur. Bu vakayı tedavi ederken hangi tedavi yöntemini tercih edeceğimizi veya kemik grefti kullanıp kullanmayacağımıza, kemik erimesinin şekli ve yapısına göre karar veriyoruz. Bu şekil ve yapı aynı zamanda erime alanını ne oranda tamir edebileceğimizi de belirler. Elimizde bir toz var ‘wingardium leviosa’ diyip üflüyoruz ve ta ta kemik… gibi değil ne yazık ki (en azından şimdilik). Kayıp alanı etrafındaki kemik hacmi yüksek ise mesela sadece 1 duvarı yıkılmış küp şeklinde bir oda hayal edin, bu durumda kemik grefti kullanarak %100 başarı sağlayabiliyoruz ve odayı eski haline getirebiliyoruz. Diğer yandan odanın sadece tek duvarı sağlam ise kısmi bir tamir sağlayabiliriz.

ekil 3- Kemik grefti uygulayarak kemiği implant uygulamaya hazır hale getirilmesi

Yıllar içersinde kemik greftlerinin çeşitliliği, verimliliği ve kullanım yöntemlerinde ciddi artışlar sağlansa da elimizde sihirli bir büyü yok. Ama mevcut materyal ve tekniklerle şu an, sinus boşluklarını eski kemik dolu hallerine getirebiliyoruz. Kemik hacminin yetersizliği sebebi ile implant yapamama durumu nerdeyse kalmadı. Bazı sallanan dişleri daha dayanaklı hale getirebiliyoruz. Gelin bir de bunların çeşitlerinden ve kaynaklarından bahsedelim.

Kemik Greftleri;

1- Otojen Greftleri; aynı canlıdan alınan greftler

Başarı oranı yüksektir. Aynı canlıdan elde edildiği için immun yanıt oluşturmazlar. Ağız içi veya ağız dışı kaynaklardan geniş ve blok şeklinde elde edilebilirler. İkinci bir operasyon alanı oluşturması ise işin olumsuz kısmıdır.

2- İzojen Greftler; alıcı ile aynı genetik yapıya sahip canlıdan elde edilen greftler

Şekil 4- Piezocerrahi yöntemi ile otojen blok kemik grefti elde edilmesi

3- Allogreftler; aynı türden fakat genetik olarak alıcıyla hiçbir benzerliği olmayan canlılardan alınan greftler

4- Xenogreftler; alıcıdan farklı bir türden alınan greftler

Antijen etki göstermemesi için kimyasal bir dizi işlemden geçirilmesi ve canlı hücre içermemesi gibi dezavantajları olsa da ikinci bir operasyon alanına gerek kalmaz ve miktar kısıtlaması yoktur.Kemik greftleri yukarıda da görüldüğü üzere farklı kaynaklardan (insan, sığır, sentetik vs.) elde edilir ve farklı biçimlerde (partikül, jel, blok) uygulanır. Uygulanacak tedavi yöntemi materyal seçimini netleştirir. Bir sinüs kaldırma (sinüs lift) operasyonu planlanıyor ise partikül veya jel şeklinde bir greft tercih edilir. Buna mukabil, geniş bir defekt sahasına implant uygulayabilmek amacıyla blok greftler sıklıkla tercih edilebilmektedir. Periodontal cerrahide, dişler arasındaki kemik defektlerin doldurulması amacı ile de partikül şeklinde greftler tercih edilir. Bütün bu tedavileri takiben greftlerin kemik dokusuna dönüşmesi 5-8 aylık süreçlerde gerçekleşir.

Genel hatları ile kemik greftlerinden bu kadar bahsetmek yeterli diye düşünüyorum. Kemik greftlerinin tek çeşit, tekil bir amaç için kullanılan materyaller olmadığını açıklayabildiysem amacıma ulaştım demektir. Sevgiyle kalın.

Klinik Saatleri

Pazartesi : 09.00 - 18.00
Salı : 09.00 - 18.00
Çarşamba : 09.00 - 18.00
Perşembe : 09.00 - 18.00
Cuma : 09.00 - 18.00
Cumartesi : 09.00 - 18.00
Pazar : Kapalı

2021 © Dr. Meriç Küçükcoşkun